
IB, A‑Levels ve AP Arasında Hangisi Daha Zor? Gerçekten Tarafsız Bir Karşılaştırma
Lise sonuna geldiğinde elinde üç güçlü seçenek var: IB, A‑Levels ve AP. Üçü de dünya çapında saygı gören, üniversite hazırlık programları. Hepsi “zor” olarak biliniyor, hepsi iyi üniversitelere kapı açıyor.
Ama gerçek soru şu: Hangisi daha zor ve hangisi senin için daha mantıklı?
2025’e kadar oluşan genel algı net: Pek çok öğrenci IB’yi en yoğun ve en yıpratıcı program olarak tanımlıyor. A‑Levels ve AP ise daha esnek veya daha odaklı, ama içerik seviyesi yine oldukça yüksek.
Bu yazıda, duygusal abartılardan uzak, dürüst ve tarafsız bir karşılaştırma bulacaksın. Hedef, “Şu program kesin en zordur” demek değil; “Benim çalışma stilime ve hedeflerime göre hangisi daha zor olur?” sorusuna cevap vermene yardım etmek.
IB, A‑Levels ve AP Nedir? Kısa ve Net Tanımlar
Bu bölümü, Türkiye’de okuyan bir 8. sınıf öğrencisi bile rahatça anlayabilecek şekilde düşün.
IB Diploma Programı: Geniş ve Dengeli Yapı
IB Diploma Programı genelde 2 yıl sürer. Öğrenciler 6 farklı dersten sorumludur. Bu dersler şu gruplardan seçilir: dil, ikinci dil, sosyal bilimler, fen, matematik ve sanat.
IB’nin ayırt edici üç zorunlu bileşeni vardır:
TOK (Theory of Knowledge, yani Bilgi Kuramı), Extended Essay (yaklaşık 4.000 kelimelik araştırma makalesi) ve CAS (Creativity, Activity, Service, yani yaratıcılık, spor/aktivite ve sosyal hizmet).
Bu yüzden IB, tek bir alana sıkışmak yerine, geniş bir yelpazede “dengeli ama yoğun” bir yapı sunar. Özellikle STEM alanları için IB ve AP’nin farklarını merak edenler, STEM bölümlerinde IB ve AP karşılaştırma rehberi gibi kaynaklara da göz atabilir.
A‑Levels: Az Ders, Derinlemesine Çalışma
A‑Levels, ağırlıklı olarak Birleşik Krallık merkezli bir sistemdir. Öğrenciler genelde 3 ya da 4 ders seçer ve bu derslerde çok derine iner.
İçerik, üniversite öncesi seviyede oldukça detaylıdır. Notun büyük kısmı final sınavlarına dayanır. Bu sistem, özellikle mühendislik, tıp veya ekonomi gibi belirli bir alana odaklanmak isteyen ve “şimdiden uzmanlaşmak” isteyen öğrenciler için uygundur.
AP Dersleri: Esnek ve Ders Bazlı Sistem
AP (Advanced Placement), ABD merkezli bir programdır. Her AP dersi, tek başına bir üniversite dersi gibi düşünülür. Örneğin, AP Calculus, AP Biology, AP World History gibi.
Öğrenci kaç AP dersi alacağına büyük ölçüde kendisi karar verir. Yani çok güçlüysen 5–6 AP yapabilirsin, zorlanıyorsan 2–3’le sınırlı kalabilirsin. Her dersin sonunda Mayıs ayında AP sınavı vardır. Yüksek skor alan öğrenciler, pek çok üniversitede kredi veya ders muafiyeti kazanabilir.
Bu üç programın temel farklarını küçük bir tabloda görmek daha kolay olabilir:
| Program | Ortalama Ders Sayısı | Süre | Odak |
|---|---|---|---|
| IB DP | 6 ders + TOK/EE/CAS | 2 yıl | Genişlik ve denge |
| A‑Levels | 3–4 ders | 2 yıl | Az ders, derinlik |
| AP | Esnek (1–6+ ders) | 1 yıl (ders bazlı) | Esnek, sınav odaklı |
Hangi Program Gerçekte Daha Zor? Müfredat, İş Yükü ve Sınav Karşılaştırması
Zorluğu anlamak için üç şeyi ayrı ayrı düşünmek gerekir: müfredat genişliği ve derinliği, iş yükü ve sınav yapısı. Bir de bu işin istatistik boyutu var: kim ne kadar başarılı oluyor?
Müfredat Genişliği ve Derinliği: Zihin Yorgunluğu Nasıl Değişiyor?
IB’de her zaman genişlik var. Aynı anda matematik, fen, sosyal, dil ve bazen sanat yürütüyorsun. Bu, özellikle sayısal ağırlıklı bir öğrenci için yorucu olabilir. Fizik ve matematikte çok iyisin, ama edebiyat yazıları seni zorluyor mu? IB’de bu alanlardan da kaçamıyorsun.
A‑Levels burada tersine çalışır. Örneğin:
- Çok sayısalcısın, matematik, fizik, kimya seçiyorsun.
- Sosyal bilimlerle aran iyi değilse, onlarla uğraşmak zorunda değilsin.
Böylece, derinlik artar, genişlik azalır. Zihin yorgunluğu, az sayıda derste çok zor içerik öğrenmekten gelir.
AP ise karışık bir model sunar. Teorik olarak hem geniş hem derin gidebilirsin. Ama çoğu öğrenci, güçlü olduğu alanlarda daha çok AP, zayıf olduğu alanlarda daha az AP seçer. Bu nedenle esneklik, algılanan zorluğu ciddi biçimde değiştirir.
Çok yönlü, birçok derste meraklı ve dengeli bir öğrencisin. IB, seni hem zorlar hem de tatmin eder.
Daha “alan odaklı”ysan, A‑Levels veya belli sayıda AP dersi zihinsel olarak daha yönetilebilir görünür.
İş Yükü ve Zaman Yönetimi: Hangi Program Daha Yorucu?
IB’de iş yükü, çoğu öğrencinin zorlandığı asıl nokta. Bunun birkaç sebebi var:
- 6 derste ödevler, iç değerlendirmeler, sunumlar
- TOK makaleleri ve sunumu
- Extended Essay için aylar süren araştırma
- CAS faaliyetlerini planlama ve raporlama
Yani IB, yıl boyunca düzenli ve yoğun çalışma gerektirir. Son dakika çalışması IB’de çok sınırlı işe yarar.
A‑Levels’te iş yükü daha çok seçtiğin derslerin içinde yoğunlaşır. İçerik detaylıdır, uzun past paper çözümleri ve kavram tekrarları gerekir. Ancak TOK, CAS gibi ek görevler yoktur. Bu nedenle, “yan yük” daha azdır, ama konu derinliği fazladır.
AP’de iş yükü, aldığın ders sayısına ve okulunun öğretim tarzına göre çok değişir. Genel model:
- Sene içinde konu anlatımı ve quizler
- Yıl sonuna doğru AP sınavına yoğun tekrar
- Bazı derslerde proje ve yazılı ödevler, ama IB’ye göre daha sınırlı
Kısaca:
- IB, “sürekli yük” getirir.
- A‑Levels ve AP, daha çok “sınav baskısı” ağırlıklıdır.
Sınav Yapısı ve Notlandırma: Stres Düzeyi Üzerinde Etkisi
IB’de öğrenciler, 1’den 7’ye kadar notlanan derslerle, toplamda 45 puan üzerinden değerlendiriliyor. 6 dersten 42 puan, TOK ve EE’den en fazla 3 ek puan gelir. Sınavların büyük kısmı programın son döneminde yapılır, ancak iç değerlendirmeler de toplam puana ciddi katkı sağlar.
A‑Levels’te öğrenciler harf notu alır: A*, A, B, C gibi. Son yıllarda İngiltere’de A* ve A oranı toplamda yaklaşık yüzde 28 civarındadır; A* oranı ise yüzde 9 civarındadır. Yani herkesin A* aldığı bir yapı yok. Çoğu öğrencinin ana hedefi A ve B notları olur.
AP’de ise 1’den 5’e kadar skor verilir. Genel yorum:
- 5: “Mükemmel hazır”
- 4: “İyi hazır”
- 3: “Yeterli”
Çoğu üniversite kredi için 3 veya 4 ister, seçici okullar ise genelde 4 veya 5 bekler. 2025 verilerine göre pek çok AP dersinde 3+ alanların oranı yüzde 50–75 aralığındadır, ancak 5 alanların oranı dersten derse büyük değişir.
Bu yapıların hepsi streslidir, ama stresin tipi farklı:
- IB: Uzun süreli, çok kaynaklı stres (ödevler + projeler + sınavlar).
- A‑Levels: Final sınavına dönük “tek atımlık” stres.
- AP: Her ders için ayrı Mayıs sınavı stresi, çok sayıda AP alanlar için toplu baskı.
Başarı Oranları ve Gerçekçi Beklentiler
Sayılara bakmak, zorluğu daha somut gösterir.
- IB Diploma’da 2025 global ortalama yaklaşık 30,6 / 45 civarında. Bu, “orta‑yüksek” düzeyde bir başarı demek.
- Geçme oranı ise yaklaşık %81. Yani çoğu öğrenci diplomasını alıyor, ama 40+ gibi çok yüksek puanlar azınlıkta kalıyor.
A‑Levels’te 2025’te A* ve A oranı toplu olarak %28,2 civarında. Bu da “üst seviye” notların üçte birden azına denk geliyor. Geri kalan büyük grup, B ve altındaki notlarda toplanıyor.
AP’de ise 3+ alanların oranı çoğu testte %60–75 aralığında. Ama 5 alanların oranı bazı derslerde %10 civarında, bazılarında %40’ın üzerinde. Yani “geçmek” ile “çok iyi geçirmek” arasında büyük fark var.
Bu veriler şunu gösteriyor: Üç programda da herkes zorlanıyor ama çoğu öğrenci belli bir uyum yakalıyor. Çok yüksek başarı ise her programda ciddi emek istiyor. IB ve AP zorluk karşılaştırmasını rakamlarla inceleyen İngilizce bir kaynak ararsan, Is IB Harder Than AP? Comparison for Students yazısı da yararlı olabilir.
Öğrenci Deneyimleri: “En Zor” Hissi Neden IB’de Toplanıyor?
2025’e kadar forumlarda, Reddit’te ve öğrenci bloglarında benzer yorumlar öne çıkıyor:
- IB öğrencileri sık sık “çok yorucu ama çok şey öğrendim” diyor.
- A‑Levels öğrencileri “alanımda derinleştim, üniversite derslerine daha hazır geldim” ifadesini kullanıyor.
- AP öğrencileri “esnekti, güçlü olduğum derslerde 4‑5 aldım, ama çok AP alınca tempoya yetişmek zorlaştı” diyor.
Bu yorumlar, programların yapısıyla uyumlu. IB’nin genişlik ve iş yükü birleşimi onu “en zor hissettiren” program haline getiriyor. A‑Levels ve AP’de ise zorluk daha çok seçilen derslerin içeriğinden ve final sınav baskısından geliyor.
IB çoğu öğrenci için daha ağır hissettiriyor, ama bu, her öğrenci için geçerli olmak zorunda değil.
IB, A‑Levels ve AP Arasında Seçim: Hedeflerine Göre Hangi Program Senin İçin Daha Zor Olur?
Buradan sonrası stratejiyle ilgili. Çünkü artık biliyoruz: “Nesnel” olarak en yoğun yapı IB gibi görünse de, senin için en zor ve en mantıklı program, profiline göre değişir.
Akademik Profilin: Geniş İlgi Alanı mı, Belirgin Uzmanlık mı?
Kendine şu soruları sor:
- Birçok alanda meraklı mısın, yoksa birkaç derste mi parlıyorsun?
- Hem edebiyat hem fen hem sosyal bilimlerde fena değil misin?
- Yoksa kesin olarak “ben sayısalcıyım” ya da “ben sözelciyim” mi diyorsun?
Birçok alanda makul düzeyde iyi ve meraklıysan, IB sana daha uygun olabilir. Örneğin hem fen hem sosyal hem dil derslerini seviyorsan, IB’nin geniş yapısı seni besler. Mühendislik düşünüyorsan, Mühendislik kariyerine hazırlık: IB Matematik AA HL gibi ders seçimi, bu program içinde güçlü bir avantaj sağlar.
Buna karşılık, matematik ve fizikte çok iyisin ama dil dersleri sende kaygı yaratıyorsa, A‑Levels veya sayıca sınırlı AP dersi, daha yönetilebilir görünür. 3 A‑Levels dersine odaklanmak ya da 4 iyi seçilmiş AP’yi sıkı çalışmak, seni zayıf olduğun alanlarda sürüklemekten daha mantıklı olabilir.
Çalışma Alışkanlıkların ve Stres Eşiğin: Sürekli Yük mü, Sınav Baskısı mı?
IB, düzenli çalışma disiplinine sahip öğrenciler için daha “kontrollü” hissettirebilir. Şu özellikler sende varsa IB daha az sarsıcı olur:
- Günlük veya haftalık çalışma planı yapıyorsun.
- Proje, sunum, uzun yazı yazmayı çok sorun etmiyorsun.
- Son geceye bırakmadan yavaş yavaş çalışmayı tercih ediyorsun.
A‑Levels veya AP ise şu profile daha uygun:
- Konuyu genelde sınava yakın dönemlerde toparlıyorsun.
- Zaman yönetimi konusunda zorlanıyorsun ama prova testleri çözmeyi seviyorsun.
- “Tek oturumluk yoğun sınav” baskısı seni motive ediyor.
Burada dürüst olmak önemli. Uykunu, sosyal hayatını ve psikolojik dayanıklılığını da hesaba kat. IB’de uykusuzluk çeken ama iş yükünü zor da olsa yürüten çok öğrenci var. A‑Levels ve AP’de ise seneyi daha rahat geçirip, final döneminde yüksek stres yaşayan bir profil yaygın.
AP ya da IB matematik türü seçerken de kendi stilini bilmek önemli. İçerik farklarını görmek için IB Matematik AI ve AA karşılaştırması: Hangi kurs size uygun? gibi rehberler karar sürecini somutlaştırabilir.
Hedef Ülke ve Üniversite: Kabul Politikaları Zorluğu Nasıl Etkiler?
Bir başka boyut da hedef ülke.
- Dünya genelinde IB, çok geniş tanınırlığa sahip. Avrupa, Kanada, Asya ve Avustralya’daki pek çok üniversite IB diplomasını iyi tanıyor.
- A‑Levels, Birleşik Krallık’ta ve İngiliz sistemiyle çalışan üniversitelerde “altın standart” gibi kabul görüyor.
- AP, özellikle ABD’de güçlü. Bazı okullar, belli sayıda AP ve 4–5 skor görmek istiyor.
Hedeflediğin üniversitelerin kabul sayfalarına baktığında, bazen şu tip şartlarla karşılaşırsın:
- “IB: En az 36 puan, HL Matematik 6”
- “A‑Levels: Matematik ve fizikte A*, üçüncü derste en az A”
- “AP: En az 4 AP dersinde 4 veya 5”
Bu şartlar, zorluk algını değiştirir. Örneğin İngiltere’de mühendislik hedefliyorsan, İstanbul’da A Level kursları – İngilizce eğitim gibi programlar senin için daha stratejik olabilir.
Türkiye’de IB sunan bir okulda okuyorsan ve Avrupa, Kanada gibi çoklu ülke hedefin varsa, bu kez IB Diploma daha “taşınabilir” bir araç haline gelir. Bu süreçte, İstanbul’da IB dersleri – Sınav uzmanı öğretmenler gibi destekler, iş yükünü yönetmende fark yaratabilir.
Toparlarsak, “zorluk” biraz da hangi ülkeye başvurduğuna ve üniversitenin senden ne beklediğine göre şekillenir.
Dürüst Sonuç: IB Gerçekten Daha Zor mu, Yoksa Farklı mı?
Elimizdeki verileri ve öğrenci deneyimlerini bir araya getirdiğimizde, şu çerçeve ortaya çıkıyor:
- Genel yoğunluk açısından IB, çoğu öğrenci için daha yorucu hissediliyor. Geniş ders yelpazesi, TOK, EE, CAS ve sürekli ödev akışı birleştiğinde, iki yıllık bir maraton çıkıyor.
- A‑Levels, az sayıda derste ciddi bir derinlik sunuyor. Özellikle sayısal ya da tıp gibi alanlar için, içerik zorluğu ve final sınav baskısı hafife alınacak türden değil.
- AP, çok esnek olduğu için hafif de olabilir çok zor da. 1–2 AP alan bir öğrenci için yönetilebilir, 6–7 ağır AP alan bir öğrenci için ise yoğunluk IB’ye yaklaşabiliyor.
İngilizce kaynakları taradığımızda, örneğin A Levels, AP or IB: Which one do Top Universities Prefer? gibi yazılarda da benzer mesaj öne çıkıyor: Üç program da akademik olarak güçlü, fark daha çok yapı ve odak noktasında.
Sonuç olarak, “IB kesin daha zordur” demek eksik bir yargı olur. Daha doğru cümle şu gibi görünüyor:
IB, yapı olarak en yoğun ve bütüncül programdır, bu yüzden pek çok öğrenciye daha zor gelir; ancak A‑Levels ve AP de, seçilen derslere ve hedeflere bağlı olarak en az onun kadar yorucu olabilir.
Burada asıl anahtar, kendi profilini, çalışma alışkanlıklarını ve hedef ülkelerini açık bir şekilde analiz etmektir.
Sonuç
“Hangisi en zor?” sorusu ilk bakışta mantıklı görünüyor, ama aslında seni sınırlıyor. Yerine şu soruya geçmek daha sağlıklı: “Hangisi benim için en mantıklı ve sürdürülebilir?”
Kendine şu soruları dürüstçe sor:
- En güçlü ve en zayıf derslerim neler? Genişlik mi, derinlik mi bana daha uygun?
- Hangi ülkede ve hangi alanda üniversite okumak istiyorum?
- Günlük kaç saat ders çalışmayı sürdürülebilir buluyorum?
- Proje, yazı ve sunumları mı daha iyi yönetiyorum, yoksa zaman baskısı altındaki sınavları mı?
Verdiğin cevaplar, IB, A‑Levels ve AP üçlüsü içinde sana hem en uygun hem de “en az yıpratıcı” programı gösterecek. Hangi yolu seçersen seç, düzenli çalışma, iyi bir rehberlik desteği ve psikolojik dayanıklılık, zorluk hissini ciddi biçimde azaltabilir.
Son söz olarak, bu programlardan herhangi birini seçmek, zaten güçlü bir akademik hedefe adım attığın anlamına gelir. Doğru program, senin güçlü yanlarını ortaya çıkaran ve iki yıl boyunca taşıyabileceğin bir denge kuran programdır. Zorlayıcı olacak ama imkansız olmayacak; seni tüketmeyecek, geliştirecek. Önemli olan da tam olarak budur.
Etiket:A Level, advanced placement, Alevel, AP, AP Course